Merhaba, ben Mert Kemerci. 1989 Edirne doğumluyum. İstanbul Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü mezunuyum. Maden mühendisliği çok alakasız bir bölüm diyebilirsiniz ama bazı şeyleri idrak edebilmem için yer altına inmem gerekiyordu sanırım. Her zaman için resim yapmayı çok sevdim. Okul hayatıma başladığım küçük yaşlarımdan itibaren resim dersleri ve resim yapmak benim için ilgi çekici olmuştu. Liseye başladığımda şanslıydım, çünkü gerçekten iyi bir resim öğretmenimiz vardı. Başlangıç düzeyinde de olsa teknik ve bazı prensipleri öğrenmeye başlamıştım. Ancak o zamanlar gelecek ile ilgili herhangi bir kaygımın bulunmayışı, yaşımın ve karakterimin getirmiş olduğu vurdumduymazlık ile bana çevremden gelen güzel sanatları denemelisin söylemlerini gerçekleştirmek için hiçbir şey yapmadım. Çünkü ailem buna pek sıcak bakmıyordu ve benim de bak bunu okursam böyle yapabilirim ya da evet ben bu alan üstüne okumak istiyorum gibi karşılarına koyabileceğim bir tezim olmadı ve bir şekilde kendimi maden mühendisliği bölümünde buldum.
Benim için ilk stajıma gidene kadar her şey normal gidiyordu. Ne zaman ki ilk stajım için şantiyeye gittim, o zaman içimi bir korku sardı. O an fark ettim ki maden mühendisliği bana uygun bir iş değildi. Fakat; hala ne yapmam gerektiğini bilmiyordum, tek bildiğim şey maden mühendisliği yapmak istemediğimdi. Üniversite biter bitmez askere gittim. Askerden döndükten sonra yabancı dil eğitimi için Amerika’ya gittim. İki sene kadar Amerika’da yaşadıktan sonra Türkiye’ye döndüm ve bir süre maden mühendisliği yaptım, bazı sebeplerden dolayı işi bırakmak zorunda kaldım. Daha sonra yurt dışı şantiye mühendisliği yapmaya başladım. Ama hala mutlu değildim. Başka işler bakmaya başlamıştım ki, lise zamanı beni ciddi şekilde güzel sanatları okumam için motive eden bir akrabam bana Anima Okul’u önerdi. İşte o gün yolum Anima Okul ile kesişti.
İlk etapta karakter tasarımı düşünüyordum. Fakat liseye kadar, sadece kendi çapında çizimler yapmış ve sonra eline kalemi bir daha almamış biri olarak, uzun süredir çizim yapan ve profesyonel eğitim almış insanlar ile yarışmam için çok fazla çizim yapmam gerektiğini düşünüp, animasyona yönelmeye karar verdim. Çünkü video oyunları, animeler ve animasyon filmler zaten hayatımın büyük bir alanını kaplıyordu. Sonuçta animasyon yapmak hareketli bir resim yapmak gibi olacaktı diye düşünüp, karakter animasyonu eğitimim için Anima Okul’un yolunu tutum. Anima Okul içerisinde beni gerçekten sıcak bir ortam karşıladı. Dersler eğlenceli ama bir o kadar da zorluydu. 6 ay çok güzel ve hızlı bir şekilde geçti. Şu an Anima Okul bünyesinde staj görmekteyim ve umuyorum ki gelecekte animasyonunu ben yaptım diyebileceğim bir çok oyun ve animasyonum olacak. Bana bu kaçış yolunu açan Anima Okul’a ve 6 ay boyunca eğitmenliğimizi yapıp, bize katlanan Sezgin Öztürk’e çok teşekkür ediyorum.